Ekin Saçlıoğlu, gerek hikayeciliği ve gerekse de malzeme kullanımı açısından çağdaş Türk sanatının bugüne kadar gördüğü en özgür ruhlardan... x-ist, bugüne dek sanatçının 2004 yılından beri sürekli gelişim gösteren bir hayal gücü ve cesaretle ortaya çıkardığı 5 kişisel sergisine ev sahipliği yaptı. Saçlıoğlu, fosforlu katmanlar, lateks ve insan saçı gibi yepyeni ve sıradışı malzemeler kullanarak her çalışmasıyla çığır açıyor.
Çalışmaları bilinçle rüya arasında bir yerde duran Ekin Saçlıoğlu, kendisinin ve başkalarının hikayelerini, ruh hallerini ve hayallerini yansıtıyor. Sanatçı, hafızanın hikayeyi nasıl etkileyip değiştirdiğiyle ilgilenirken bu değişimi kurgu ve gerçek arasına yerleştiriyor. Bir yandan da serbest çağrışımlarla elde edilen sembollere, bu sembollerin harekete geçirdiği çift anlamlarla ilgileniyor.
Lateks üzerine gerçek insan saçı kullanılarak yapılan işler, duvara asılan aile fotoğraflarına benziyor. Sanatçının bizzat deneyimlediği bir Sicilya geleneğine göre, yaşayan kişilerin fotoğrafları havaya yer bırakması için eğik asılırken, ölülerin fotoğrafları duvara tüm noktalarıyla dokunarak mezarı çağrıştırıyor.
Deniz kenarındaki sıcak ve huzurlu bir yerde yaşayan insanların öykülerinden doğan çalışmalar, tükenen umutları, hayalleri ve bunlardan arta kalanları resmediyor. Saçlıoğlu, her ikisi de emek ve sabır gerektiren gündelik işler ile sanatsal üretim olarak saç ekiminin zihni rahatlatıcı etkisi arasındaki benzerliği vurguluyor.
Saçı sanatsal bir malzemeye dönüştüren sanatçı, kurguladığı Uzot (Uzay Otu'nun kısaltılmışı) heykellerinde bunu sentetik bir malzeme gibi kullanıyor. Bu heykeller, gündelik şeylerden esinlenmiş bir yapının aksine gerçekte varolmayan biyolojik tasarımlar sunuyor.
Ekin Saçlıoğlu ilk Uzot'u "varolmayan şeyler" temalı bir sergi için yaptı. Bu heykelde sanatçının amacı hayal gücünün sınırlarını göstermekti. Buna göre, bilmediğimiz bir şeyi yapmak imkansızdır. Örneğin, uçan bir araba hayal edebilmemizin sebebi "arabanın" ve "uçmanın" varlığından zaten haberdar olmamızdır. Yani sınırsız olduğunu varsaydığımız hayalgücü, aslında bilginin sınırları ile kısıtlıdır ve insan beyni yalnızca varolduğunu bildiği şeyler arasında yeniden bağlantı kurabilir.
Saçlıoğlu'nun "Kalanlar, Gidenler" adlı serisi 16 Eylül 2011-22 Ocak 2012 tarihleri arasında İstanbul Modern'de sergilenen "Hayal ve Hakikat: Türkiye'den Modern ve Çağdaş Kadın Sanatçılar" adlı sergide yer aldı.
İmkanı bulabilen herkesi Saçlıoğlu'nun Art HK 12 fuarı 1X9 standımızda yer alacak olan bu eşsiz projesini görmeye davet ediyoruz.