Ye Beni... Koru Beni...

Banu Birecikligil

08 Nisan - 02 Mayıs 2006

Sanatçının ilk sergisinde izleyiciler, genç kızların çeşitli doğal ve yapay afetlere seyirci veya zanlı olma arasında kaldıkları, yani kundakçı ya da izleyici olma arasındaki belirsiz yeri referans aldıkları bir çocuklukla karşılaşmışlardı.

Birecikligil'in son sergisinde belki aynı coğrafyayı tekrar ziyaret ediyoruz ancak tamamıyla farklı bir açıdan…Bu aslında, unuttuğumuz bir yere, hayalgücünün daha güvenilir ve daha masum olduğu; kemikleşmişlikten, durgunluktan, günümüzün endüstriyel hipergerçekliğinden daha uzak zamanlara alınan bir turist vizesi, geçmişimizin kahramanlarına ve tılsımlarına yeniden uğramamız, bilincin olgun mantığıyla çocukluğumuzun bahçelerinde gezebilmemiz için bir fırsattır.

 

x-ist Göçmen imgeler çağının 
kayıp güncesinden 14 çerçeve

 

Ressam Banu Birecikligil'in ikinci ‘kişisel' sergisi vesilesiyle göz göze geldiğimiz görece ‘kalabalık' resimlerinde, insana özgü göçmenlik halinin yabanıl hızı ve o hızın tekrar hatıralaşmış, kabuklaşıp donmuş, ancak kendisi de yeniden hatıralaşmaya meyilli kalıntısının geri dönüşümlü suretleri seçiliyor.

Esasında, - fotoğraf ve düş arasında öksüzce, bilinçsizce salınan, ancak tuval bezine geri dönüşümsüz katılıklarıyla, renklerle keselenmişçesine ölü ölü ufalanan kolaj yazgılar ve diğer şeyler arasında ‘herhangi biri'leşen - Birecikligil'in F-otoportre-kopileri bunlar.

Onun 14 çerçeveye zaptettiği hayal cüssesiyle ile özdeşleşip özdeşlememek, bütünüyle izleyicinin sorunu. Sorumluluğu.

Bu yönüyle okuduğunuz yazı da, bir anlamda size 14 tabloda sunulan, hiç bilmediğiniz bir ‘ilacın' prospektüsünü andırsa, yeri.

İlaçların tümünü yutup yutmamaksa, sizinle ilgili. Hepsi orada, ama hep, garip bir yetişkin farkındalık içinde, çocukların erişemeyeceği yerde saklanıyor: Sahipsiz bir köpeğin, ancak geçmişin pazarında rastlanan envai çeşit evsel atığın, yüzleri unutulan tanıdıkların ürkünç curcunası bu çünkü. Motifin yamayla, gösterenin göstergeyle, masalın gündelik, absürd haliyle yasak, sakınca zengini aşkı. Buradaki resimlerin gizlendikçe beliren ‘araştırmacı yanı', biraz da hakikati hayalle aldatan aklın, tuval üzerinde faka basılış, o kendi kendine yakalanış anı.

 

Aynı ölçüde de bezdirici bu. Bu curcunanın gelip geçiciliği, birbiriyle cüce olmaktan başka bir ortaklığı olmadığı için yan yana gelen yedi cücenin bakışlarından da, aşırı tasarlanmışlığından da seçilebiliyor çünkü.

 

Birecikligil'in, Brecht'in ruhunu fırça darbeleriyle çağıran resimlerinde ekşimeye yüz tutmuş pasif manzara ışığının hoşnutsuzluğu gibi, aynı ‘kompozisyon' içinde gözle görülür şekilde ‘komplo-zisyon'a maruz kalmış nice yaşamsal ya da öz yaşamsal figürlerin, yarım kalmış manzara ve yapı parçacıklarının da kaderi, göz bulantısı, derdi aynı.

 

Kaybedilmişliğini çaresiz yere alaya vuran, ancak kendini hiç kandıramamış kentli gözün mutsuz hız şımarıklığı. Ya da, gerçeküstü, hayal altı arasına istiflenmiş bir naif dünyanın, ressamı tarafından elaleme yurt niyetine terk edilme derecesine varan yalnız başınalığı.

 

Hiçbir zaman asıldıkları yerlere gidemeyecek resimlerinden, o resimlerin göreceği yeni resimlerin hatrını soran bir çift arzulu, özlem dolu gözün suskun, samimi merakı.

 

Bana kalsa, okumayı bırakın derim.

 

Çünkü bu resimlerdeki tavşanlar, prensesler, dinazorlar, hatta köpekler ve balinalar bile, aslında başından beri sizi iştahla seyretmekle meşguller.

 

Kendine yaşantı arayan, hayali kapaklı ve ucuz naylon fotoğraf albümleri gibi, hafızanıza tahmin edemeyeceğiniz kadar açlar.

 

Evrim Altuğ

En Mutlu Gün 1

Tuval üzerine yağlıboya, 70 x 75 cm, 2005

Godzilla

Tuval üzerine yağlıboya, 120 x 180 cm, 2005

Yedi Cüceler

Tuval üzerine yağlıboya, 70 x 75 cm, 2006

Mutlu Aile

Tuval üzerine yağlıboya, 130 x 150 cm, 2005

Dinazorlu Mola

Tuval üzerine yağlıboya, 95 x 115 cm, 2006

Işıklı Orman

Tuval üzerine yağlıboya, 95 x 130 cm, 2005

Koru Beni

Tuval üzerine yağlıboya, 30 x 25 cm, 2005

Kimse Görmeden

Tuval üzerine yağlıboya, 95 x 115 cm, 2006

Ye Beni

Tuval üzerine yağlıboya, 30 x 25 cm, 2005

Balinalı Manzara

Tuval üzerine yağlıboya, 120 x 180 cm, 2005

En Mutlu Gün 2

Tuval üzerine yağlıboya, 70 x 75 cm, 2006

Hayat Başka Yerde

Tuval üzerine yağlıboya, 110 x 180 cm, 2005