Göçebe belleğin 1.3 MP'lik taşları Kuzey yarımkürenin her biri kendine münhasır adalarından ceplerine doldurduğu taşları birer birer yollara bırakan bir sanatçı Asly Aktuğ. Kimi zaman taşların yerini ekmek kırıntıları almış almasına ama yine de sık sık durak değiştirmek zorunda kaldığı - baba mesleği gereği - yaşamında izini bulmasına yardımıcı. Yaşamını Paris'te sürdüren Aktuğ'un ortaya koyduğu işler de benzer bir anlamlandırmayı zorunlu kılıyor. Yıllarca yaptığı (ve sonra bir çırpıda yok ettiği) 'kağıt adamcıklar', fotoğraflar ve videolar göçebeliğinin buruk neşesinin tanıkları. Sanatçının Türkiye'deki bu ilk sergisi "Kararsız An", cep telefonuyla çektiği fotoğraflardan ve videolardan oluşuyor. Adı manidar... Akıllara hemen Henri Cartier-Bresson'un 'Karar Anı' kavramı geliyor. Oysa Aktuğ için her an, her şeyin fotoğrafı çekilebilir; netliği, doğru ışığa ve kadraja sahip olup olmadığı hiç önemli değil. Cep telefonuyla çekilmesi de, pikselli, çarpık ve flu görünmesi de... O, yaşamın her anını, önünüzden geçip gidenleri, gördüğünüzün farkına bile varmadığınız fakat belleğinizin bir köşesine saklanan, belki bir düşte karşınıza çıkan anları fotoğraflıyor. Bu sergi, Aktuğ'un yollara bıraktığı taşlarını bulabilmek için geriye baktığında, taşların darmadağın, ekmek kırıntılarının ise çoktan yok olduğunu anladığı, belleğin kalın çerçeveli fotoğraflardan değil de rastlantılardan ibaret olduğunu keşfettiği an. Duvarlarda gördükleriniz yalnızca göçebe bir sirkin 'pürüzlü' neşesinin kaydı değil. Her trapezcinin hüznünde sanatçıyı arayabilir, yollara dökülen taşları birer birer toplayabilirsiniz. Karar sizin...
Zeynep Şanlıer Eylül'07