Kasım

Aylin Zaptçıoğlu, in situ/ex situ, 26.11.2020-02.01.2021
   - Aylin Zaptçıoğlu’nun “in situ/ex situ” başlıklı, x-ist’teki ikinci kişisel sergisi, 26 Kasım 2020 - 2 Ocak 2021 tarihleri arasında galerinin Karaköy Juma adresinde görülebilir. AYLİN ZAPTÇIOĞLU IN SITU / EX SITU Aylin Zaptçıoğlu’nun yedinci ve x-ist’teki ikinci kişisel sergisi “in situ/ex situ"; insanın kendisi ve kendi dışındaki herşeyle kurduğu ilişkiyi konu alıyor. Doğayla, hayvanlarla ve hatta insanlarla kurulan yararcı ilişkinin, onların gerçekliğinin görmezden gelinerek eşyalaştırması, “in situ/ex situ” sergisinde insanın kendiyle bağının bir yansıması olarak tanımlanıyor. Geçmiş sergilerinde de insan ve doğa ilişkisine odaklanan Aylin Zaptçıoğlu’nun sergisi, insanların yüzyıllar geçtikçe kendini doğadan ayrıştırarak, kimliğini onlardan üstün tutmasıyla alakalı üretimlerinden oluşuyor. Serginin adını aldığı deyişlerden ‘in situ’, Latince yerinde inceleme anlamına gelirken; ‘ex situ’, doğal alanın dışına çıkarıp korumaya almak olarak açıklanıyor ve sergide tek başına ele alınan figürlerde insanların doğayla ilişkisi bu kavramlar çerçevesinde inceleniyor. “in situ/ex situ” sergisi farklı malzemeler ve tekniklerle birbirine bağlı serileri bünyesinde topluyor. Aylin Zaptçıoğlu’nun mürekkep, guaj ve suluboya kullanarak karışık teknikte ürettiği eserlere desenler ve gravür teknikleriyle oluşturduğu baskılar eşlik ediyor. Aylin Zaptçıoğlu’nun “in situ/ex situ” başlıklı sergisi 26 Kasım 2020 – 2 Ocak 2021 tarihleri arasında x-ist’te izlenebilir. (JPG)

Ekim

Seda Hepsev, Cennetten de Garip, Basın Bülteni
   - SEDA HEPSEV CENNETTEN DE GARİP Seda Hepsev'in ismini Jim Jarmusch’un 1984 yapımı 'Stranger Than Paradise' filminden alan ‘Cennetten de Garip’ başlıklı sergisi, kusursuz ve dolayısıyla imkansız bir mekan arayışı, yer değiştirme, olası yeni mekanda hafızayı ve bedeni dönüştürme, yeniden kurgulama ve ikna olma süreçlerini ele alıyor. Seda Hepsev, “Cennet”, Tuval üzerine akrilik, 60 x 50 cm, 2020 Eserlerinde farklı toplumsal deneyim ve kurgulardan sıyrılarak kendine mekan, zaman ve hafıza oluşturabilen kadınsal varoluşa odaklanan Seda Hepsev; ‘Cennetten de Garip’ sergisinde kadın bedenlerinin kendi mekanlarını yaratma gücünden besleniyor. Sergide yer alan desenler ve resimlerde kişisel ve kolektif hikayelerden yola çıkarak kurgulanmış hayali mekanlar ve bedenler bulunuyor. Deniz, dağ ve bitki örtüsü gibi çeşitli coğrafi ögelerin temsilleri, parçalanmış ve mekana dağılmış motifler, figürler hem mekanla hem birbirleriyle etkileşim halinde, eylemlerinin ne olduğuna dair tanımsız ve belirsiz bir hareketliliğin içinde yer alıyor. Adorno; ‘Zihnimizde Onlara Yer Yok’ isimli makalesinde ‘şeyleşmemiş’ olanın, sayılıp ölçülemeyenin yaşamı da son bulmaktadır derken, sadece düşünce ve anımsama olarak sürüp giden şeylerden bahseder. Ona göre ev geçmişte kalmıştır, kendi evimizi ev olarak görmemek, orada kendimizi evimizde hissetmemek ahlakın bir parçasıdır. “Cennetten de Garip” sergisinin yolculuğu da bu tanım ya da tanımsızlık etrafında şekilleniyor. Resim, desen ve objelerin yer aldığı sergide eserler, ‘Hazırlık’, ‘Yolculuk’, ‘Cennet’ ve ‘Bir Sene Sonra’ başlıklı dört yerleştirme halinde sergileniyor. İsimler belli bir sıralama yaratıyor olsa da serginin kurgusu, kağıdın ve tuvalin dışında da devam eden yarım kalmış imgeler, kesinlik, çerçeve ve sınırlara engel oluyor. Serginin kurgusunda yolculuk ve yer değiştirmeyi sağlayan su unsuru; figürlerin su, deniz veya nehir kenarlarının yakınlarında bulunmalarıyla harekete kapı aralıyor. ‘Stranger Than Paradise’ filminde üç karakterin üç şehir arasında yolculuğunun sahip olduğu çokluk, hafiflik, belirsizlik, merkezsizlik fikrinden yola çıkan Seda Hepsev’in x-ist’teki 7. kişisel sergisi ‘Cennetten de Garip’, 15 Ekim - 21 Kasım 2020 tarihleri arasında görülebilir. (JPG)

Ağustos